Albatros

BİLİŞİM KOOPERATİFİ

21. yüzyılda yaşayan insanlar olarak ömrümüzün çoğu işte geçiyor. Çok çalışıyoruz, az yaşıyoruz ve bu orantısızlık bugünün normalini oluşturuyor. Üstüne üstlük bir de çalıştığımız iş yerinde mobbinge ve kötü muameleye maruz kalıyorsak yaşamın güzel yanlarını göremez oluyoruz.

O kadar çalıştığımız halde nasıl ve hangi koşullarda çalışacağımıza biz karar veremiyoruz. Üretim araçlarının sahibi olmamamız ve işçi olmamız, bizi hayatımızın çoğunu geçirdiğimiz işimizde bütün haklardan yoksun bırakıyor. Fazla mesaiye zorlanmamız ya da mobbing görmemiz hayatın olağan akışı içindeymiş gibi kabul ediliyor. “Hadi bu seferlik bu akşam şu işi de aradan çıkaralım”lar, “ama ay sonu yetişmesi lazım”lar haftalık mesai saatlerimizi “80” saate kadar çıkarabiliyor ve örgütlü bir güç olmayışımız bize çok bir söz hakkı bırakmıyor.

Bunun yanında neden ürettiğimizi de bilmiyoruz. Evet, biz ücretlerimiz için çalışıyoruz, kiramızı ödemek, beslenebilmek ve faturalarımızı yatırabilmek için ömrümüzü “fabrikaya yatırıyoruz”. Ancak bir toplum içinde yaşayan bizler yaptığımız üretimin toplumsal faydasını bilmiyoruz. Ürettiklerimiz üzerinde hiçbir tasarrufumuz yok. Bizim emeklerimizle zenginleşmiş kâr rekoru üstüne kâr rekoru açıklayan kurumlarımızı içinde yaşadığımız toplumun felaket yaralarını sarmak için seferber edemiyoruz. Felakette de kâr elde etme yasası tüm kudretiyle demir yumruğunu masaya vuruyor.

Kooperatifimizi kurarken bu iki soruna yanıt vermek istedik. İstediğimiz koşullarda çalışmak ve ürettiğimiz üzerinde hak sahibi olmak. Hayatlarımızı ıskalamadan çalışmak ve bizim olanı üretmek istiyoruz. İçinden geçtiğimiz günler bunun için daha çok çalışmamız gerektiğini gösteriyor.

Efe Demir’in kaybı bizleri çok üzdü. Ailesine, dostlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. İşimizin hayatımıza el koyamayacağı günlerin geleceğine inanıyoruz. Albatros Bilişim Kooperatifi olarak kendimizi bu mücadelenin bir parçası olarak görüyoruz.